14 Nisan 2014 Pazartesi

Fovizm(Les Fauves)


          Fovizm, 1898-1908 yılları arasında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır. En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır. Matisse, Derain ve Vlaminck'in Paris'te açtıkları bir sergide ilk kez duyulmuştur. 1905 yılında gerçekleşen bu sergi, modern resme birçok katkıda bulunmuştur. Sergiye gelenler daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. Tuval üzerine sürülmüş doğrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır. Sergide bulunan ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles bu gruba "Les fauves" (vahşi hayvanlar) olarak hitap etmiştir. Akım adını buradan alır. Fovizm'de görsellik ön plandadır.

         Vincent van Gogh ve Paul Cezanne'dan, Seurat'ın Puantilizm'inden etkilenmişlerdir. Noktalarla boyama stili, yerini; düz motifler halinde özgürce uygulanan, çarpıcı saf renklere, geniş kesik fırça darbelerine bırakmış olsa da renk uyumu merkezli bir akım olmuştur.

        Derain'in "Renk için Renk" ideali böylece somutlaşmış, artık bir nesne kendi parlaklığını yaratabilirdi. Akımda ilham kaynağı olan önemli unsurlardan biri, Güney Fransa'daki Collioure şehridir.

Akımın öncüleri:

Henri Matisse
Maurice de Vlaminck
Andre Derain


Andre Derain



Maurice de Vlaminck



Henri Matisse


Die Brücke

        Die Brücke:Dresden'de 1905'te kurulan Alman dışavurumcu sanat topluluğu. Kurucu üyeleri; Fritz Bleyl, Erich Heckel, Ernst Ludwig Kirchner ve Karl Schmidt-Rottluff olan topluluğa sonradan katılanlar ise; Emil Nolde, Max Pechstein ve Otto Mueller'dir. Bu akım, sanatla yaşam rasında bir yakınlık kurmayı amaçlar. 20. yüzyılda ortaya çıkan modern sanatın gelecekteki gelişmelerine temel oluşturan bu akım, dışavurumculuk akımını yaratmıştır.
Akım için görseller:


 Ernst Ludwig Kirchner 



Karl Schmidt Rottluff


Erich Heckel

8 Nisan 2014 Salı

Expresyonizm (Dışavurumculuk)

Dışavurumculuk(

Expressionism)
   İçinden geldiği gibi yapmak,kurallara bağlı kalmamak,bilinçaltını eser şeklinde yansıtmak anlamındadır.Yinede bu sanat bilgi gerektirir,sadece belli kurallar(perspektif,gölge vs.)ile kısıtlamaz.Bu sanatın özelliği özgür çalışılmalıdır.

     Bu sanat türünün ilk temsilcisi Van GOGH'dur.duygularını yeterince bastıramaması dolayısıyla bilinçaltı onu bir karmaşıklığa götürdü.Yoğun duygularını aktarıp rahatlayacağını farkederek içinden geldiği gibi kural tanımadan kendini tuvale aktardı.Bu davranışları ile bilinçsizce yeni bir sanat tarzı üretmişti.

      Daha sonraları dışavurumculuk,bir türlü kültür ve geleneğe baş kaldırış olarak değerlendirildi.Rönesans,barok vs.gibi resimlerde ışık gölge perspektif gibi kurallar vardı.Ayrıca konularında;kilise,krallık,savaş gibi konular ağırlıklı olarak betimlenmiştir.Ressamın yaptığı resmi kilise beğenmezse ,hakaret olarak algılarsa ressam cezalandırılır veya kilise tabloyu geri çevirirdi.Caravaggio ve Leonardo da Vinci  gibi ünlü sanatçılarımız bu olaya en iyi örneklerdir.bu kurallar yüzünden sanatçı özgürceçalışamamış kısıtlı olarak kiliseyi övücü resimler yapmak zorunda kalmış,tam olarak gerçekçiliği özgürce yansıtamamışlardır.

     Dışavurumculuk akımı ile bu sorunlar ortadan kalkmıştır.Expresyonist sanatın,gerek ruh hastalarına tedavi amacı ile gerekse sanatta özgürlüğün ortaya çıkması ile sanata katkısı büyüktür.
 Eduard Kosmack'ın portresiEgon Schiele


Potsdam, Almanya'da "Einsteinturm"